Dünya Aşı Haftası özelinde açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Selim Badur, aşıların toplum sıhhatine yararlarından bahsetti. Badur, aşıların yalnızca çocuklar için değil, sağlıklı bir hayat sürdürülmesi hedeflendiğinde her yaş kümesi için gerektiğini vurguladı.
Virolog ve İmmünolog Prof. Dr. Selim Badur, sistemli aşı takibi ve aşılama konusunda toplum şuurunu artırma hedefiyle dünya genelinde her yıl Nisan ayının son haftası kutlanan Dünya Aşı Haftası’nda kıymetli açıklamalarda bulundu. Ömür uzunluğu bağışıklamanın fakat her yaşta aşılanarak mümkün olduğunu belirten Badur, toplum bağışıklığı kazanımında birinci adımın bireylerin aşı şuurunun artırılması olduğundan bahsetti.
“Toplumsal bağışıklığın sağlanması aşılarla mümkün”
Bulaşıcı hastalıkların denetim altına alınmasının aşılarla mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Selim Badur: “Bireylerin sıhhat hakkının temel bir bileşeni olan aşılama, esirgeyici hekimliğin üstlendiği en değerli misyonlarından biridir. Bağışıklamada temel alınan fikir toplumda, bilhassa çocuklarda, aşı ile önlenebilir hastalıkların ortaya çıkışını engellemek ve bu hastalıkların sebep olduğu sekel ve vefat oranlarını en aza indirmektir. Toplum bağışıklığına odaklanarak hazırlanan rutin aşılama programları ile dünya genelinde aşı ile önlenebilir hastalıklar büyük ölçüde azaltılmıştır. Aşılarla elde edilen bu durumun hayat uzunluğu korunması hayatın her periyodunda gerekli aşıların uygulanması ile mümkündür.”
“Çocukların tertipli bağışıklanmasında ebeveyn farkındalığı büyük rol oynuyor”
Çocukluk çağı aşılamaları konusunda ebeveyn farkındalığına dikkat çeken Selim Badur: “Çocukların sistemli bağışıklanmasında ebeveynin rolü hayli değerlidir. Ebeveynlerin eşzamanlı uygulanan aşılar konusunda kaygıya kapıldığını gözlemliyoruz. Fakat bu görüşün bilakis, aşıların eşzamanlı ya da makul aralıklarla uygulanmasının sakıncalı olduğunun bilimsel bir ispatı yoktur. Çocuklar bilindiği üzere keşfetme evresinde epeyce meraklı oluyor. Bu merak, onların bir yetişkine kıyasla daha fazla beşerle, nesneyle ya da tabanla temasını doğuruyor ve münasebetiyle mikroplarla daha sık karşılaşıyorlar. Çocukların birçok mikropla hayatlarında birinci sefer karşılaştıklarını da düşündüğümüzde aşıların kıymeti daha da artıyor.”
“Aşılar muteber biyolojik ürünlerdir”
Aşıların kullanıma sunulmadan evvel oluşturdukları bağışıklık karşılığının, etkinliklerinin ve güvenliliğinin bilimsel çalışmalarla araştırıldığını belirten Selim Badur: “Aşılar dünya genelinde toplum bağışıklığını direkt etkilemektedir. Bireylere uygulanan aşılara ilişkin bilgiler, Dünya Sıhhat Örgütü, Avrupa İlaç Ajansı, Avrupa Ruhsat Otoritesi, Amerika Birleşik Devletleri Besin ve İlaç Otoritesi, Amerika Ruhsat Otoritesi üzere dünyaca kabul görmüş otoritelerce incelenir.
Türkiye’de ise aşılar Yeterli Üretim Prosedürleri kurallarına uygun olarak üretilir ve ulusal sıhhat otoritesine bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumu tarafından ruhsatlandırılır. Bu nedenle aşılara inanç konusunda çeşitli spekülasyonlara mahal vermemeli, aşılamanın kıymetini hem kendimiz hem de toplum için benimseyerek tertipli aşı olmayı ihmal etmemeliyiz.” formunda konuştu.
Açıklamalarına aşıların salgın hastalıkların önlenmesine olan katkısından bahsederek devam eden Prof. Dr. Selim Badur, “Geçmişten günümüze aşıların çok sefer bulaşıcı hastalıklar kaynaklı salgınların durdurulmasına ve toplum bağışıklığının kazanımına katkıda bulunduğuna şahit olduk. Aşılar düzgün bir planlama ile salgın hastalıklar yaşanmadan felaketlerin önüne geçilmesini mümkün kılar. Hem çocuklar hem de yetişkinler olarak hayat uzunluğu bağışıklama kapsamında uygulanacak aşıların nizamlı takibi ile vefata yol açabilecek pek çok hastalıktan korunabiliriz.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı